

–
Eli kulağında, ozan dilinden
Yürekten süzülür, gelir türküler
Dökülsün yeter ki, her bir kelâmı
Sevdalar menbağı, olur türküler
–
Yöre yöre, farklı farklı söylenir
Girer yüreklere, orda eylenir
Sevgi, sevda ile; aşkta boylanır
Çıkmaz yüreklerde, kalır türküler
–
Bazen ağıt olur; yaşatır acı
Bazen yaralara, sürer ilacı
Türkü âşıkların, başının tacı
Gülü gülde arar, bulur türküler
–
Köroğlu dilinde, görklü heybettir
Veysel’in sazında, farklı lezzettir
Namustur, şereftir; töre, izzettir
Kıyametle ancak, ölür türküler
–
Çoban kavalında, inleyen nağme
Kızı, kısrağında; sürmeden döğme
Kutlu rahmet gibi, yürekten yağma
Esrik esrik telde, çalar türküler
–
Alır da götürür, her bir mısrası
Koyar gurbetlere, gösterir yası
Bazen de güldürür, olmaz tasası
Gözlerin içinde, güler türküler
–
Duygular içeri, söylenir özden
Kelâmı kibarca, beslenir sözden
İçli içli çıkar, çalınan sazdan
Hasreti hasrette, böler türküler
–
Kötülük dilemez, güzeldir demi
Umardır sevgiye; çaldığı emi
Onarır duyunca, derin yaremi
İnsana insanlık, diler türküler
–
Erzurum’da bardır, Eğe’de Efe
Halay başı bazen, düşer selefe
Asırlardır uğramadı telefe
Kalplerden kalplere, dolar türküler
–
Dünden geldi yürek yürek bugüne
Çevirdik sözünü, toylu düğüne
Uzattık dalını, ırak Eğin’e
Ötelere miras, salar türküler
*
Celalettin Kurt