*
Bir işin tersine, dönmeye görsün
Su içerken bile, dişin kırılır
Gece uykularda, derde yürürsün
Kuş tüyü yastıkta, başın kırılır
*
Kaybolana değil, dostuna kanıp
Dostun ateşinde, har ile yanıp
Bütün acıları, sînende sanıp
Vurursun döşüne, döşün kırılır
*
Gece gündüz ağla, görende olmaz
Can dediklerin den, yarende olmaz
Aslı kaybolursa, keremde olmaz
Gözlerinden akan, yaşın kırılır
*
Mevsimler ters döner, yazlara hasret
Mutluluktan esen, tozlara hasret
Yemeğe tat vermez, tuzlara hasret
Tadın yoktur desen, aşın kırılır
*
Hep dikenin olur, kokusuz gülün
Kimsenin gönlüne, düşmezki yolun
Garga sesi verir, sana bülbülün
Öten şeyda bülbül, kuşun kırılır
*
Savurup genç’iken, onca hesabı
Orda burda öde, tonca hesabı
Şimdi kim ödesin, sence hesabı
Nakit para sorma, keşin kırılır
*
İçin boşaltılır, derin işlenir
İtibarın forsun, yerin fişlenir
Yazın ortasın da, terin kışlanır
Ayaklara uymaz, meşin kırılır
*
Pehlivan olsanda, hergün yıkarlar
Oğul kızın dostun, hepsi bıkarlar
Düşküne yakışan, isim takarlar
Yıkılmasan bile, tuşun kırılır
*
Sitemi kendine, eder gezersin
Çektigin derdine, keder gezersin
Virane yurduna, heder gezersin
Fırtınada kalsan, kışın kırılır
*
Önce badem gözlü, sonra ķör derler
Neyidin ne oldun, şimdi gör derler
Gördüğün rüyayı, kendin yor derler
Gözünden fayda yok, kaşın kırılır
*
Ölsen hayır etmez, diyende olur
Söve söve miras, yiyende olur
Belki mezarına, ayanda olur
Başına dikilen, taşın kırılır
*
Ozan fuat derki, yaşı bitenin
Aşından vermezler, aşı bitenin
Selamı gelmiyor, işi bitenin
İstemesin diye, peşin kırılır
*
Ozan Fuat Bostancı