Gastronomi alanında Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülünün sahibi,Şef,Seyyah,Yazar Ömür Akkor,Deprem bölgesi Elbistan’da Yeni Hayat Lokantası açarak yaklaşık 3 aydır vatandaşlarımıza ücretsiz yemek ikramında bulunuyor. Ömür Akor ve ekibine teşekkür ziyaretleri de sürüyor. MARAŞFED Başkanı Uğur Yinanç’ da ekibiyle birlikte Yeni Hayat Lokantasını ziyaret ederek “Kahramanlar” dediği ekibe Elbistan adına teşekkürlerini iletti.
Elbistan Pınarbaşı yakınında bulunan devasa Lokantaya gelenler boş gönderilmiyor,Depremzede vatandaşlarımız güler yüz ve şefkatle karşılanıyor ve ihtiyaçları noktasında yardımcı olunuyor.
Elbistan Haber Merkezi olarak bizler de Yeniden Hayat Lokantasının kapısını çaldık ve Ömür beyle doyumsuz bir söyleşi yaptık.
Biz Elbistan’a geldik yardım ettik. Ben yardım ettiğimizi düşünmüyorum eğer ettiysek bizim Elbistan’dan aldığımız en az yüz katı. Bizim burada insani tecrübe, iş tecrübesi, fiziki tecrübe, manevi tecrübe olarak insanlardan aldığımız, birde Allah kimseye nasip etmesin, bir yerde deprem olacak orada lokanta açacaksın, insanlara gece gündüz hizmet edeceksin olmayabilir böyle bir şey. Şimdi bunları düşündüğümüz zaman biz daha kazançlıyız. diyen Ömür Akkor, O yüzden bölgeye yardım etmeye gidiyorum değil, sen kendine yardım etmeye geldin. İnsan olma yardımını al kendine. Nasıl karşılıksız olduğunu görmeye gel. Yoksa sen al parayı gönder, öyle bir şey yok. Çünkü senin gönderdiğin paranın burada sıcak yemek olması burada altı ay sürüyor dedi.
Şunu hiç unutmuyorum; depremin üçüncü günü daha çadır kente yüz tane çadır kurmuşuz bu bölgede, bir tane 60 plakalı bir araba gördüm teyzeyle amca, arabanın bagajını açtılar, iki tencere sarma, yoğurt, mısır ekmeği vardı. Bu ne diye sordum, teyze de; evde iki gündür bunu yapıyorum dağıtacağım, geri gidecek geri gelecek. Şimdi sen bu kadının kendisine ve hayata kattığı tecrübeyi tartamazsın. O yüzden bunu oturup internet başında, evde izlemenin hiçbir faydası yok. Yani çoluğu çocuğu buraya getireceksin, burada iftar yaptıracaksın, burada bayram yaptıracaksın. Burada hayatta başına neler gelebileceğinin en zor örneğini görüyor. Çocukların gençlerin bunu öğrenmesi lazım diyen Ömür Akkor, Buraya çağırdığımız bütün arkadaşlarımıza ben hepsine ısrar ettim. Arkadaşım ben senin paranı istemiyorum, sen geleceksin, aileni, getireceksin. Bak bunu gör. Bu görülmezse bunu unutamayız. Biz bunu unutursak yirmi sene sonra İstanbul başımıza çökerse Allah korusun o zamanda gideriz. Ben şimdi bir Elbistan Seyahatnamesi hazırlıyorum. Acı bir Elbistan Seyahatnamesi. Bütün bu depremi bir rapor halinde yayınlayıp en azından dernekte okuturuz, insanlara veririz, ülkede böyle günler yaşanmış bizde hazırlıklı olmalıyız, bundan sonra yapacağımız her adımı felaketler üzerinden atmalıyız dedi.
Baktığınızda bu bölgede siz insanlara yardım ettiğinizi düşünüyorsunuz ama asıl o yardımı siz alıyorsunuz, asıl realiteyi siz alıyorsunuz. Şunu da çok duydum. Dediler ki ‘ abi siz kalktınız İstanbul’dan geldiniz ama biz burada Van depremi olunca gitmedik, Elazığ’a gitmedik, pişmanız affet dediler yani diyen Ömür Akkor, Asıl biz burada üzerimize bir şeyler alıyoruz. Mesela ben çok şımarık birisiyim. Otele gidiyorum oteli beğenmiyordum, odayı beğenmiyordum, ışık varsa yatamam, ses olunca yatamam, odada biri olunca yatamam vs. ama şimdi şu kadar salonda yirmi beş kişi yatıyorduk. Meğerse hayatımdaki en güzel uykuyu o yorgunlukla burada uyumuşum. O yüzden şunu düşünüyorum, Allah insanı öyle bir yaratmış ki birçok şey elinde ama konfor denilen sebep yüzünden hiçbir şey yapamıyorsun. Ve sanıyoruz ki kahve ayağımıza gelince patronuz, aslında o kahve seni düşürüyormuş. Ben kendimi de saymıyorum ekipler mükemmel çalıştılar. Buraya gelince gördük ki Allah’ın izniyle yapamayacağımız bir şey yok. Bu millet burada Kuvay-ı Milliye ruhuyla savaştı. Millet çok büyük, devlet çok büyük. Bu bir süreç, elimizden bu kadarı geldi burada olduk ama Elbistan’dan da öğrendiğimiz çok şey oldu dedi.
İşte o röportaj:
