

Altaylardan Tuna’ya, Anayurt’tan Asya’ya
Bağlamayla, kopuzla, dile gelir türküler
Kafkaslarda ‘tar’ olur, Türkistan’da şol ‘rebap’
Heybet heybet sedayla, tele gelir türküler.
*
Türküler ki öz içre, ana, bacı, kardeştir
Çoğu zaman cefadır, nice dertlere eştir
Kasavettir, figandır; bora, poyrazca sestir
Ses içinde seslerle, yele gelir türküler.
*
Şehriyar’da ‘lâl’ olur, Köroğlu’da ‘varsağı’
Ferhat’ta külünk olur, deler demirden dağı
Coşa gelir bazen de, kurar muhabbet bağı
Fasıl fasıl çalınır, hâle gelir türküler.
*
Hoyrat, maya, ağıttır; Türk dilinde destandır
Geçmişten geleceğe, söylenen soylu andır
Türk’ten Türk’e şah miras, sözü bir özge candır
Çavlanlarca coşarak, sele gelir türküler.
*
Ezgileri nakıştır, kanaviçe rengârenk
Mahur sesli mehterle, cenk ederler soylu cenk
Halay başında mendil, her adımda bir âhenk
Tutuşur da nağmeler, ele gelir türküler.
*
Karadeniz coşkudur, kıpır kıpır horonla
“Ha uşağım kavliyle, eller tutar el canla
Vira vira bismillah, umutla, heyecanla
Seke seke ayaklar, sala gelir türküler.
*
Sevgiliye yazılan, ucu yanık mektuptur
Kâğıtlarda gözyaşı, elâ gözde üslûptur
Yârdan cevap gelmezse, âşık kalbi kutuptur
Hem zarfta hem mazrufta, pula gelir türküler.
*
Ferhat ile Şirin’dir, Kerem ile Aslı’dır
Tahir ile Zühre’dir, hasretliğin faslıdır
Leylâ ile Mecnun’dur, âşıkların neslidir
Dağa, taşa yaslanır, çöle gelir türküler.
*
Türküler Anadolu, türküler ki Balkan’dır
Türküler Musul / Kerkük, şahadette al kandır
Türküler Azerbaycan, çileli Türkistan’dır
Töre ile izzetle, yola gelir türküler.
*
Ozan Fuat Bostancı