Öyle bir hayat ki, hayat içinde
Bozkırdan yükselen, ilham yel gibi
Savrulacağı gün, hoyrat içinde
Coşkun yağmurlarda, feryat sel gibi
*
Genç yaşında düştü gurbet ellere
Sılayı nakşedip, söze dillere
Esen rüzgârlara, dertli yellere
Bazen acı bazen, tatlı dil gibi
*
Yağız delikanlı, elinde sazı
Kimseye küsmeden, hep çekti nazı
Ezildi itildi, kadere razı
İsyanları bile, özde bal gibi
*
Sine yangınlarda, dumanlı dağlar
Sevdayı sevdaya, hasrete bağlar
Sunayı kaybetmiş, kendine ağlar
Dumansız yanarak, sönmüş kül gibi
*
Nice gönüllerde, çeşmi siyahım
Berçenekli olmak, dedi günahım
Anlamaz kullarda, ahım var ahım
Öksüz yetim kalmış, garip kul gibi
*
Sürgünler içinde, sürgünü görmüş
Vatan hasretiyle, her günü görmüş
Kendi yâd ellerde, yâr günü görmüş
Kendi sevdasında, mazlum el gibi
*
Sırdaşı yedi tel, bir kırık tahta
Mutluluktan uzak, çileli bahta
Dostum dedikleri, hep cıktı sahte
Dosta ayan olmaz garip hal gibi
*
Merdoyu anlattı, dedi nem kaldı
Felekten tokatlar, yedi dem kaldı
Ellerin suçundan, adı kem kaldı
Gönülden gönüle, gitmez yol gibi
*
Garibin sesiydi, bahtı yarayla
Haksızca sürülen, alna karayla
Dertleri dertlere, dizip sırayla
Ezildi yırtıldı, yırtık çul gibi
*
Ozan Fuat derki, ah be mahzuni
Türküne şarkına, tuttular kini
Ölünce anladı, bu millet seni
Yaşaman çoğuna, geldi zül gibi
*
Ozan Fuat Bostancı