Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Banka Meclisi Üyesi Prof. Dr. Muhsin Kar tarafından Kahramanmaraş İstiklal Üniversitesi’nde (KİÜ) “Yükseköğretim Kalite Güvence Sistemi” konulu konferans verildi.
KİÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen konferansa KİÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Bakan, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Seçil Fettahlıoğlu, KİÜ Genel Sekreteri Cemil Toktay ile akademik ve idari personelin yanı sıra öğrenciler katıldı.
Konferansın açılışında konuşan KİÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Bakan, yükseköğretimde kalite konusu üzerinde Türkiye’deki en uzman akademisyenlerden biri olan Prof. Dr. Muhsin Kar’ı konuk etmekten duydukları memnuniyeti dile getirdi. Kaliteye ilişkin birçok tanımlama yapıldığını anımsatan Prof. Dr. Bakan, ancak kalite denilen olgunun bir kültür olduğunu işaret etti. İstiklal Üniversitesi olarak yükseköğretim kalite ilke ve kurallarını baz alarak daha kaliteli bir üniversite olmayı hedeflediklerini dile getiren Rektör Bakan, şunları söyledi:
“Biz de üniversite olarak süreçlerimizi daha kaliteli bir şekilde yönetebilmek için büyük uğraşlar vereceğiz. Bugün kıymetli hocam, konuya ilişkin önemli bilgiler aktaracaklar. Zaten strateji bütçe başkanlığımızın koordinatörlüğünde üniversitemizde kaliteyle ilgili çalışmalar yapılıyor, sürdürülüyor. Bu çalışmaları daha yoğun şekilde yapacak ve üniversitemizi üst seviyelere taşımak için uğraş vereceğiz.”
Ardından TCMB Banka Meclisi Üyesi Prof. Dr. Muhsin Kar tarafından yükseköğretim kalite güvence sistemi ve akreditasyon konularında KİÜ akademik ve idari personeline bilgiler verildi. Sözlerinin başında kalite kavramını tanımlayan ve ahilik kurumu üzerinden tarihsel süreç içerisindeki evrelerini anlatan Prof. Dr. Kar, Yükseköğretim Kalite Güvencesi denildiğinde, üniversitelerin kamuoyuna verdiği güvencenin akla geldiğini söyledi.
Yükseköğretimde küreselleşme, sınır ötesi yükseköğretim talebinin artması, yükseköğretimin kitleselleşmesi ve nitelik farklılıklarının artması gibi nedenlerle kalite güvencesi konusunun daha da önem kazandığını vurgulayan Kar, şöyle konuştu:
“Paydaşların kalite algılarına baktığımızda öğrenci ve veli açısından kalite algısını nitelikli öğretim, öğrenme tecrübesi ve öğrenme çevresinin imkanları; akademisyen açısından Ar-Ge, Makale ve Proje; devlet ya da vakıf açısından, kaynak tahsisi, maliyet etkinliği, vergilerin / fonların amaca hizmet etmesi; İşveren / Profesyonel Yapılar ve Meslek örgütleri açısından da alana özgü bilgi, beceri ve yeterliliklerin kazanılması gibi etmenler oluşturuyor. Aslına bakarsanız bir üniversite için mezunlarına kazandırdığı yetkinlik, sektörün ihtiyaçlarına cevap verip-vermemesi en önemli kalite güvencesini oluşturuyor. Dolayısıyla yükseköğretim kurumlarımız daha en başta öğrencinin okuyacağı alanlarla ilgili nasıl yetiler kazanacağını şeffaf bir şekilde ifade etmeli, mezunlarına da bu nitelikleri kazandırarak sektörün ihtiyaç duyduğu yetişkin bireyler olarak istihdama kazandırması gerekiyor.”
Üniversite sayısının artmasına yönelik tartışmalara da değinen Prof. Dr. Kar, “Biz üniversite sayısının fazlalığını tartışıyoruz. Ama bu diğer taraftan devletimizin yüksek kapasitesini de gösteriyor ve bu açıdan önemli. Çünkü gençlerine üniversite imkanı sağlayamayan ülkeler var. Dolayısıyla Türkiye’nin bunu sağlamış olması artı değer olarak karşımıza çıkıyor. Geriye ise artan üniversite sayısıyla birlikte, mezunlarımıza kazandırılan yeterliliklerin kalitesinin artması geliyor. İşte kalite güvencesini bu yüzden yapıyoruz. Türkiye 2000’li yıllarda başlayan ve 2017’de bağımsız bir kurul haline gelen bu oluşumla, bunları hedefliyor. Yani bu konferanstan aklınızda kalacak en önemli unsuru biraz öncede belirttiğim gibi mezun olan öğrencilere kazandırdığımız yeterlilik. Yeterlilikten de kastımız bilgi, beceri, yetkinlik. Neyi yapar eder tutar. Bunu da öğrencilerimize kazandırırken şeffaf olmamız gerekiyor. Verilen eğitimin de istihdam edildiği alanla azami ölçüde örtüşmesi. Kalite güvencesinin amacı bu.” diye konuştu.
Kalite güvencesinin genel hedeflerini sıralayan Prof. Dr. Kar, “Bunlar ise teknolojik değişim yani bilişim devrimi. 21. Yüzyıl becerileri ve alana özgü yeterliliklerdir. Tabi 21. Yüzyıl becerileri dediğimizde sadece bir mühendis yetiştirmek yetmiyor. Artık tüm dünyada beklenti, mühendis yetiştirirken, takım çalışmasına uyum sağlayan mühendis yetiştirmenizi, farklı kültürlerde çalışabilecek mühendis yetiştirmenizi istiyor. Liderlik özelliği olan, kritik düşünebilen mühendis yetiştirmeniz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Alana özgü yeterlilikleri de anlatan Kar, “Burada eşik seviyesi şu: Kalite tek tip bir yeterliliği öngörmüyor. Yani en düşük puanla öğrenci alan mühendislik fakülteleri ile en yüksek puanla öğrenci alan mühendislik fakültelerinden kazandırdığı yeterlilikler hiçbir zaman aynı olmayacak. Ama bunun minimumu var. Alana özgü yeterlilikler dediğimizde, Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi denilen bir şey var. O da şu: Türkiye Cumhuriyeti Devleti uluslararası camiaya açıklamış ve dış dünyaya taahhüt etmiş. ‘Benim lisans mezunlarım şu yeterliliklere sahiptir, benim hekimlerim şu özelliklere, mühendislerim şu özelliklere sahiptir” diye açıklamış. Dolayısıyla bizim üniversitelerimizin minimumu orası. Ama üstü yok arkadaşlar. Minimumu orası o ama maksimumu yok. Dolayısıyla üniversitelerimiz bu şekilde kendilerini geliştirmelidir” şeklinde konuştu.
Sözlerinin sonunda akreditasyon çalışmalarına ilişkin de bilgiler aktaran Prof. Dr. Kar, katılımcıların sorularını cevaplandırdı. Program, Prof. Dr. İsmail Bakan’ın, Prof. Dr. Muhsin Kar’a plaket takdimi ile son buldu.